şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Haziran 2016 Cumartesi

Şiir de severdi...(1)



Yok , ölüme merak sarmadım korkmayın... Yaşayacak ne kadar vaktim varsa hepsini alıp da gideceğim bu dünyadan...

Ama takıldı aklıma işte...

Şiir severim, eskiden yazardım da ama okumak da büyük bir zenginlik, hoşnutluk...

Lakin farkettim ki kimse bilmiyor bunu. Etrafımda şiir sever, edebiyat sever kimsecikler yok...

Dost dediğim, arkadaş dediğim insanlardan hiç biri sevmez şiiri, ya da bilmiyorum

belki de onlar da benim gibi açık etmiyorlar...




Neyse diyeceğim o ki ;

Göçüp gittiğimde buralardan, aklınıza gelirde anarsanız bir gün beni , şiir de severdi diyin arkamdan,




Hatta zannetmiyorum ama çok özlerseniz beni rakı sofrasında benim için şiir de okuyun...




İşte arkamdan okunacak sevdiğim şiirler listesi :)




O VAR - Özdemir ASAF




Gözlerimizin önünde

İlginç bir yaşam sürdürdü.

Anlattı, dinledi, güldürdü,

Ölümü düşünmüyorduk,

Düşündürdü.







DİYEK - Özdemir ASAF




Türkiye'de İstanbul ne ise,

İstanbul'da gece ne ise,

Yürürken düşünmek ne ise,

Seni umutmamacasına düşünmek ne ise,

Unutmamanın anlamı ne ise,

Seni sevmek ne ise,

Saklayayım, yok söyleyeyim derken

Birden aşka düşmek ne ise.

Her neyse..




MUM ALEVİYLE OYNAYAN KEDİNİN ÖYKÜSÜ - Özdemir ASAF





Bir mum yanıyordu bir evin bir odasında

O evde bir de kedi vardı.

Geceler indiğinde kendi havasında

Mum yanar, kedi de oynardı.


Mumun yandığı gecelerden birinde

Kedi oyunlarına daldı.

Oyun arayan gözlerinde

Mumun alevi yandı,

Baktı,

Mumun titrek alevinde

Oyuna çağıran bir hava vardı.


Oyunlarını büyüten kedi büyüdü

Kendi türünde çocukcasına,

Döndü dolaştı, yavaş yavaş yürüdü

Geldi mumun yanına, oyuncakcasına.

Bir baktı, bir daha, bir daha baktı

Mumun alevinin dalgalanmasına

Uzandı bir el attı.

Bıyıklarını yaktırmadan anlamayacaktı..

İlk kez gördüğü mumun yakmasına

İnanmayacaktı.


Kedi, oyunlarında büyüyordu,

Mum, üşüyordu yanmalarında.

Zaman ikili yürüyordu

Aralarında.

Bir ayrışım görünüyordu

Birinin yanmalarında

Öbürünün oynamalarında.


Kedi oyunlarında büyüyordu,

Yitirerek gitgide oyunlarını.

Mum küçülüyordu yanmalarında,

Yitirerek gitgide yakmalarını.


Oynarken büyüyen kedi yanacak,

Aydınlatırken küçülen mum yakacaktı.

Küçülen yaka-yaka aydınlatacak,

Büyüyen yana yana anlayacaktı.


Bir mum yanmasından

Ve bir kedi oyunundan

Kaldı sonunda

Bir gecenin tam ortasında

Bir evin bir odasında

Göz-göze susan

İki insan.


Mum yandı bitti,

Kedi büyüdü gitti.

Oyunlar karıştı gecelerde

Suskun uykusuzluklara.


O iki insandan, sonunda

Birinin anılarında kedi,

Birinin dalmalarında mum

Kaldı gitti.


Nerede bir mum yansa şimdi,

Nerede oynasa bir kedi,

Birbirine yansıyor, karışıyor gölgeleri..

Bugün dün gibi oluyor,

Dün bugün gibi.

Mum ellerimi tırmalıyor,

Belleğimi yakıyor kedinin elleri.






O YOLDA - Özdemir ASAF






Geliyor sandığım gidiyor çıktı.

Başlıyor umduğum bitiyor çıktı,

Üstüne-üstüne gittim, ne gidiş

Altına-altına iniyor çıktı.




Uyu büyü dendi, düşüme gittim,

Haydi işe dendi, işime gittim,

Yaşa yaşa dendi, yaşıma gittim,

Yendiğim sandığım yeniyor çıktı.




Bozguna benziyor, saklasam olmaz,

Eskiye yeniden başlasam olmaz,

Yakıştırsam olmaz, yazmasam olmaz,

Maviye boyadım, baktım mor çıktı.




Sapsarı saçlarım vardı, aklaştı,

Anılar üstüste bindi yükleşti,

Bir büyük oyunun sonu yaklaştı,

Tüm yanan ışıklar sönüyor çıktı.




Gözümde bir ışık, çağırıyordu,

Beşikte bir çocuk, bağırıyordu,

Öyle bir düğündü, çan çalıyordu,

Gel çanı sandım git çalıyor çıktı.




Kimler kimler yoktu bizim kervanda,

Birer birer indi hepsi bir handa,

Savurduk sap saman biz bu harmanda,

Bir gidiş yoluydu, dönüyor çıktı.






YALNIZLIĞA ÖVGÜ - Özdemir ASAF


Mutluluğun gözü kordur,

Yalnızlık sağır.

Ondandır biri tökezleyerek yürür,

Oburu uykusunda bile bağırır.




Mutluluk yalnız kendisini görür;

Unutur bu yüzden ilkin kendisini.

Yalnızlık kendi tutukluğunda özgür,

Boyuna bekler donsun diye sesini.




Mutluluk alışır kendisine, ölümden beter;

Borçsuzluğuyla ovunur, ama kedisi doğurmaz.

Yalnızlığın gidecek bir yeri yoktur;

Boyuna kapısına döner, açan olmaz.




Mutluluğun mezarları, yalnızlığın heykeli var...

Her ikisinin de saksılarında çiçek.

Biri hep başka bir renkle solar,

Öbürüyse ha açtı, ha açmayacak.






ADALI VE BEN - Özdemir ASAF


Adalı’nın alnına yazmışlar denizi

Sonra çizgi çizgi kesmişler,

Gömleğine dikmişler

Adalı’nın.


Adalı’nın kentte durumu yaman..

Gömleğim deniz diyor

Sorunca

Ama içki başına vuruyor, zaman zaman

Direniyor Adalı;

Tam kafayı bulunca

Ben sarhoş olmam

Benim her şeyim deniz diyor,

Boyuna adadan söz ediyor.


Takılıyorum,

Adalı diyorum, sevgilin de mi deniz

Sen ondan haber ver..

Susuyor dik dik bakıyor bana

Adalı beni sever,

Adalı bana küfür etmez..

Adalı diyorum boş ver

Bir başka yere diyorum gidip içelim bu gece..

İnsan sevdiği sürece

Uykusu gelmez.


Dalıyoruz bir gecenin içine..

Adalı bi sözümü iki etmez.






GÜNBEGÜN - Özdemir ASAF


Benim mezarlarımda ölü yok;

Hep yaşamış olanlar var..

Anılarımda bir yer

Dinmeksizin acıyor,

Günbegün,

Bundan.




Güldüğümü görenler

Bana bakıyor,

Görüyorum..

Ağlasam geçer,

Biliyorum..

Ağlanmıyor.


3 Haziran 2014 Salı

Kitaplığımdan - Mizah

Kitaplığımın değişik üyelerinden biri. Başlığı ;
Ünlü yazarlardan seçilmiş MİZAH hikayeleri Antolojisi.
Basım yılı 1962 ama içerik 1960 öncesine ait.

İçerik  zamanın köşe yazılarının ve bazı şiirlerin  toplanmış hali.

Kitabın ilk bölümü Rıfat ILGAZ a ait:  Soluk soluğa başlığı uygun görülmüş bu bölüme...Okumaya doyamayacağınız şiirler var içinde :

İçiimizden biri - 1948 Yaşadıkça

Eli değnek tutar tutmaz
Çoban oldu
Sardılar sırtına bazlamayı
Onaltı yıl güne verdi karnını
Onaltı yıl koyun güttü kavalsız
İnsanlardan Ağa'yı tanır
Adını bilmez sorarsan
Hayvanlardan Karabaş'ı
YAşı yetti
Bıyığı bitti
Okundu künyesi
Gitti davulsuz zurnasız

Kitabın diğer bölümü ise  Yusuf Ziya Ortaç'ın 1960 yılındaki  Gün doğmadan Kitabından yazıları içeriyor...

Yazıları okuduğunuzda yine bir karşılaştırma içine girmeden yapamıyorsunuz şimdiki iktidarla Adnan Menderes iktidarını...O kadar çok benzerlik var ki:

"...
Sayın Başvekil unutuyor ki onun asfaltladığı dağlardan 500 yıl önce ,Fatüh Sultan Mehmet Cadillac'larını değil kanyonlarını geçirmişti!

-Vatan Bize borçludur! demiş sayın Başvekil...

İnsan bu inanca vardıktan sonra, artık o , gururun altın kulesindedir.Artık ona söz söylenmez. Artık ne yapsa doğru, artık ne düşünse güzel, artık ne söylese keramettir.
Ve biz artık ne yazsak yanlış, artık ne istesek haksız, ne fısıldasak suçtur artık!


Yusuf Ziya Ortaç